22 Şubat 2005

Made in Germany - Mimarlık + Ekoloji


Garanti Galeri (GG), İstanbul Goethe Enstitüsü işbirliğiyle düzenlenen 'Made in Germany - Mimarlık + Ekoloji' başlıklı gezici sergiye, 17 Mart - 23 Nisan 2005 tarihleri arasında ev sahipliği yapacak.Goethe-Institut e.V.'nin Berlin'deki Galeri Aedes ile birlikte hazırladığı sergi, Almanya'da hayata geçirilen 9 farklı projeyle ekolojik mimari konusundaki gelişmeleri örneklendirecek.Hammadde açısından fazla verimli olmayan yoğun nüfuslu Orta Avrupa ülkesi Almanya, çağlar boyunca yapı malzemeleri ve enerji kullanımı konusunda benimsediği tutumlu tavırla dikkat çekiyor.Günümüzün Almanya'sında prestijli bir konuma sahip olan ve örnekleri pek çok alanda görülen ekolojik inşaat, bu köklü geleneğin sonucu olarak kabul ediliyor. Kule bina inşaatını ekolojik değerlerle bağdaştırmanın imkansız olduğu önyargısını kıran sergi, Berlin'deki bir yönetim binasından Stuttgart'daki bir konuta kadar çeşitli örneklerle, yapıların estetik kalitelerini gözler önüne seriyor. Sergide yer alan ve inşaatı tamamlanan 8 projeyle birlikte sergilenen ve dünyanın ilk 'sıfır enerji tren istasyonu' olacak Stuttgart Tren Garı projesi ise 2013 yılında tamamlanacak.

20 Şubat 2005

Ümit Soygeniş'in Eserleri Dosya'da


Ümit Soygeniş’in dört yüzü aşkın suluboya çalışmalarının çoğunun yer aldığı Dosya/Folder isimli katalog kitap Ofset Yapımevi tarafından Türkçe ve İngilizce olarak basıldı. Sanat eğitimi almamış olan ressamın sezgisel çalışmalarını içeren katalog, uzmanların irdelemelerine, sanatçının tüm yaşamı boyunca gerçekleştirdiği suluboya ağırlıklı çalışmalara, eskizlere yer veriyor. Ressam Arif Ziya Tunç, Ümit Soygeniş’in çalışmalarını kitabın irdeleme bölümünde şöyle değerlendiriyor : ‘Ümit’in natürmortlarında ve peyzajlarında, fırçasını kullanırken duyumsadığı coşkuyu ve heyecanı izleyici olarak bizler de duyumsarız. Işık ve gölge yoğunluklu, empresyonist tat sunan bu çalışmalar mor ve sarı ağırlıklıdır. Bu iki renk o kadar dengelidir ki sanki tüm çalışma bunlar üzerine yapılanmış gibidir. Işığın nesneler üzerindeki yansıması ile, ışıktan yoksun bölgeler arasındaki ışık-gölge ve renk kontrastı ile gerçeğe uyum yakalanmıştır. Renklerdeki bu kontrast ilişkilerden görsel uyum çıkmıştır. Görsel uyumu sağlayan bir diğer estetik yaklaşım da, kompozisyonlarda – objelerin yerleştirilmesinde – kullandığı altın oran ölçüleridir. Çalışmaların çoğunda 1/3 lük ölçülerin kullanıldığını görüyoruz. Örneğin ‘Kırmızı çiçekli vazo’ konulu çalışmasında 1/3 lük boşluğun yukarıda, ‘Vazo ve çiçekler’ konulu çalışmasında ise ağırlık resim yüzeyinin altındaki 2/3 lük bölümde yer almıştır. Resimlerinde derinlik kavramını, hem mimari perspektif ile hem de tekniğin getirdiği olanaklarla – ton, renk ve kapatma yöntemleriyle – etkin olarak vermiştir. Işık ve gölgenin girmesiyle de, resimler yüzeysellikten – biçimsellikten – çıkmakta, derinliği – formu – olan hacimsel yapıya dönüşmektedirler. Ümit’in suluboyalarını teknik açıdan çözümlemenin yanı sıra, onlarda anlatılmak istenenleri görebilmek de çok önemli. İlk anda gerçek dünyayı yansıttığını sandığımız bu resimler aslında Ümit’in, kendine özgü dünyasını yansıtmaktadırlar. Bunlar; renklerindeki berraklık ve kurgudaki doğallıkları nedeniyle, ferahlık – arınmışlık – duygusu uyandırarak izleyiciyi Ümit’in dünyasına taşıyan resimlerdir.’

03 Şubat 2005

Christo Central Park'ta


Bulgar asıllı ünlü sanatçı Christo, New York’taki Central Park’ı çelik kemerlerden sarkıttığı turuncu kumaşlarla kaplayarak 21’inci yüzyılın en geniş çaplı sanat etkinliğini yarattı. Önceki gün açılışı yapılan ‘The Gates’ (Kapılar) adlı gösteri, kış hüznünü yaşayan dev parkı bir anda canlandırdı.
Gezintiye gelen binlerce insanın coşkulu alkışları altında turuncu kumaşlar çözülüp art arda aşağı dökülerek 37 km’lik yürüyüş parkurunu kapladı. Daha önce de Berlin’deki Reichstag binasını, Paris’teki bir köprüyü, ağaçları kumaşla kaplayan Christo ve eşi Jeanne-Claude, bu eseri için 21 milyon dolar harcadı. Christo etkinliğin hiçbir şekilde ‘derin bir anlamı olmadığını, sadece yürürken görülecek, insanı rahatlatacak bir deneyim olduğunu’ söyledi. ‘Kapılar’ın oluşumunda 7 bin 500 adet 5 metre yüksekliğinde, toplam 5 bin 290 ton ağırlığında çelik kemerler ve 93 bin 520 metrekare naylon kumaş kullarıldı.